Orman Kanunu Değişiyor, Tasarı Mecliste
Değişmesi planlanan
orman kanunun sadece önemli kısımlarını sizlerle paylaşmak istedik. Kanun teklifinde en önemli olan gelişme
orman muhafaza memurlarına gelecek olan
mülakat problemi gibi görünmektedir. Bu gelişme dışında kalan kanunun tam metnine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
Meclis Başkanlığına sunulan “Orman Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” kamu
personeline ilişkin düzenlemeler de içeriyor. Kanun Tasarısında kamu
personeline ilişkin yer alan hususlardan bazıları şöyle:
Yenilenmesi Düşünülen Orman Kanunu
- Orman muhafaza memuru
olarak atanacaklar; ilgili mevzuatı uyarınca yapılan merkezi sınav
sonucuna göre, atanacak kadro sayısının dört katma kadar çağrılacak
adaylar arasından sınav komisyonlarınca yapılacak sözlü ve uygulamalı
sınav sonucuna göre belirlenir. Orman muhafaza memurlan,
Genel Müdürlüğe verilen görevlerin etkin, ekonomik, verimli ve hızlı
bir şekilde yerine getirilebilmesi amacıyla ekipler halinde
çalıştırılabilir. Ekiplerde işlerin düzenlenmesi ve yürütülmesi amacıyla
orman muhafaza
memurlarından en az on yıl görev yapmış ve Genel Müdürlükçe belirlenen
niteliklere sahip olanlardan birisi birim amiri tarafından Baş Orman
Muhafaza Memuru olarak görevlendirilebilir. Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Genel Müdürlükçe düzenlenir.
- Devlet ormanlarında
üretim işlerinin idarece yaptırılması durumunda, üretim işinde çalışan
gerçek ve tüzel kişilerin kesip, satış istif yerine taşıdıkları
endüstriyel ve yakacak emvale ait istihkak tutarları, ayrıca yüzde 10
fazlası ile ödenecek. Bu haktan yararlanabilmek için kesme ve taşıma
işinin, birim fiyat kararı ile şartnamedeki süre ve esaslara uygun
olarak yapılması gerekecek.
- Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü’nde orman muhafaza memuru olarak çalışan personelden emekli olanlar da silah taşıyabilecek ve bulundurabilecek.
- Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde istihdam edilecek ve ilk defa açıktan atanacak orman
muhafaza memurları, merkezi sınav dışında mesleki şartlara uyum
sağlayıp sağlayamayacağının tespit edilebilmesi amacıyla sözlü ve
uygulamalı sınava da tabi tutulacak.
Orman Kanunu Tasarısı – Tam metin
MADDE 1- 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11 inci
maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından sınırlamaya ve 2 nci
maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak
itiraz davalarında hasım Orman Genel Müdürlüğüdür.
Orman Genel Müdürlüğünce açılacak davalarda hasım, hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerdir.”
MADDE 2- 6831 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 18- Devlet ormanlarında orman bitki türlerinin tohum ve
fidanlarını yetiştirmek üzere fidanlık kurulmasına, arkeolojik kazı ve
restorasyon yapılmasına ve bu alanların kullanımına, define aranmasına,
odun kömürü, terebentin, katran, sakız gibi işletilmesinde ağaç
kullanılan ocakların açılmasına, balık üretmek üzere tesis kurulmasına
ve göl, baraj ve deniz yüzeyinde yapılan balık üretimi için karada
yapılması mecburi tesislere Orman Genel Müdürlüğünce bedeli alınarak
yirmidokuz yıla kadar izin verilebilir. Bu süre sonunda her türlü bina
ve tesis eksiksiz ve bedelsiz olarak Orman Genel Müdürlüğü tasarrufuna
geçer ve söz konusu bina ve tesisler Orman Genel Müdürlüğü ihtiyaçları
için kullanılabilir veya kiraya verilmek suretiyle değerlendirilebilir.
Genel bütçe kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarına bu madde
kapsamında verilen izinlerden bedel alınmaz. Ancak bedelsiz izne konu
tesislerin izin sahibince üçüncü kişilere kiralanması halinde orman
sayılan alana isabet eden kira bedelinin yüzde ellisi her yıl Orman
Genel Müdürlüğü özel bütçe hesabına izin sahibi tarafından yatırılır.”
MADDE 3- 6831 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yangın görmüş ormanlarla, gençleştirmeye ayrılmış veya
ağaçlandırılmış sahalarda hayvan otlatılamaz. Ancak bu sahalarda fidan
ve ağaçların boyu, hayvanların zarar veremeyeceği seviyeye ulaştığında
otlatmaya izin verilebilir.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığının görüşü alınarak hazırlanan yönetmelikle
düzenlenir.”
MADDE 4- 6831 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Devlet ormanlarından elde edilen ürünlerin satışları ile dikili satışlarda açık artırma esastır.”
MADDE 5- 6831 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 34- Sınırlan içinde Devlet ormanı bulunan köyler ile sınırlan
içinde Devlet ormanı bulunan ve nüfusu 5.000’e kadar olan kasabalarda, o
yer nüfusuna kayıtlı olarak ikamet eden gerçek kişilere veya bu köy
veya kasabalann her birinde kurulan ve hane adedinin çoğunluğunun ortak
olduğu orman köylerini kalkındırma kooperatiflerine; bulundukları köy
veya kasabanın mülki sınırları içinde kalan baltalık ormanlarından,
koruya tahvil sahalanndan ve ağaçlandırılacak yapraklı bozuk ormanlardan
kesilip çıkarılacak ağaçlar, istedikleri takdirde kendilerine maliyet
bedeli üzerinden dikili olarak verilebilir veya şartnamedeki süre ve
esaslara uygun olarak birim fiyat usulü ile kesip satış istif yerine
taşıdıkları yakacak odunlann yüzde yüzüne kadan idarece tayin edilecek
süre içerisinde maliyet bedeli üzerinden verilebilir.
Sınırları içinde Devlet ormanı bulunan köyler ile sınırları içinde
Devlet ormanı bulunan ve nüfusu 5.000’e kadar olan kasabalarda kurulan
ve hane adedinin çoğunluğunun ortak olduğu orman köylerim kalkındırma
kooperatiflerine; bulundukları köy veya kasabanın mülki sınırlan içinde
kalan koru ormanlarından açık artırma ile satın aldıkları dikili ağaç
metreküp miktarı üzerinden ilgili işletme müdürlüğünün bilançosunun
çıkarılmasını müteakip teşvik primi ödenir. Prim bedeli, prime konu
dikili ağaç miktarı ile ilgili işletme müdürlüğünün açık artırmalı
dikili ağaç satışı ortalama fiyatının yüzde onbeşine kadar idarece
belirlenecek oran üzerinden tespit edilen bedelin çarpımıyla hesaplanır.
Prime esas dikili ağaç metreküp miktarı o yerin mülki sınırlan içindeki
koru ormanlarından yapılan toplam açık artırmalı dikili ağaç satış
miktannın yüzde onbeşini geçemez. Mülki sımr ihtilafı bulunan yerlerdeki
ormanlarda orman köylerim kalkındırma kooperatifleri bu haktan
yararlanamazlar.
Devlet ormanlannda üretim işlerinin idarece yaptırılması durumunda,
üretim işinde çalışan gerçek ve tüzel kişilerin kesip, satış istif
yerine taşıdıkları endüstriyel ve yakacak emvale ait istihkak tutarlan
ayrıca yüzde on fazlası ile kendilerine ödenir. Bu haktan
yararlanabilmek için kesme ve taşıma işinin, birim fiyat (vahidi fiyat)
kararı ile şartnamedeki süre ve esaslara uygun olarak yapılması şarttır.
Orman Kanununda değişiklik yapan 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı
Kanunun geçici 1 inci maddesi hükümlerinden evvelce yararlanmakta olan
orman köylülerine de bu maddedeki bedel ve satış esaslan uygulanır.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Orman Genel Müdürlüğünce belirlenir.”
MADDE 6- 6831 sayılı Kanunun 40 inci maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesinde yer alan “Devlet ormanlannda ağaçlama, bakım, imar,
yol yapımı” ibaresi “Devlet ormanlarında orman idaresince yaptmlan
ağaçlandırma, bakım, imar” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 7- 6831 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye ikinci fıkrasından sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Ancak, hususi orman alanlarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca,
Orman ve Su İşleri Bakanlığının uygun görüşü ile onaylanan imar
planlarına uygun olarak hazırlanan avan veya kentsel tasanm projesine
göre inşaat yapılabilir. Bu alanlarda yapılacak binaların taban alanlan
toplamı 17 nci maddeye göre verilen genel kamu hizmetlerine yönelik
izinler hariç olmak üzere, izne konu hususi orman alanının yüzde
altısını, bina yüksekliği ise binanın oturduğu alanın en düşük zemin
kotundan itibaren 9,5 metreyi geçemez. İnşaatların yapılmasında orman
alanlannın tabii vasıflarının korunmasına özen gösterilir.
25 inci madde hükümleri hususi ormanlarda ve hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda uygulanabilir.
Bu maddenin uygulanmasıyla ilgili hususlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görüşü alınarak hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 8- 6831 sayılı Kanunun 67 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 67- Orman bitki türleri tohumluklarının karantina işleri
hariç; kayıt altına alınması, yetiştirilmesi, işlenmesi, ıslahı,
sertifıkasyonu, satışı, dağıtımı, ithalat ve ihracatı Orman Genel
Müdürlüğünün izni, kontrolü ve denetimi altında yapılır. Bu işlemler
karşılığında düzenlenen belgelerden ücret alınır ve Orman Genel
Müdürlüğü özel bütçesine gelir kaydedilir. Ücretler, her yıl Ocak ayında
belirlenerek ilan edilir.
Tohumlukların izlenmesi, teknik denetimi, numune alma ve analiz gibi
uygulamalan kapsayan kontrol ve denetimler için personel
yetkilendirilir. Yetkilendirilen personelce
izleme, teknik denetim, numune alma ve analiz gibi uygulamaları
kapsayan tohumluk kontrolleri yapılır; sağlıklı, hastalıktan ari ve
standart olanlara bitki pasaportu verilir. Orman bitki türleri
tohumluklarının dolaşımında bitki pasaportu bulundurulması zorunludur.
Orman Genel Müdürlüğü, orman bitki türleri tohumluğu ve ürünlerinde
zarar yapan organizmaların mücadelesi ile ilgili her türlü tedbiri alır,
uygular veya ilgililerine uygulatır. Orman bitki türleri
tohumluklarında zararlı organizmanın salgın halinde ortaya çıkmasından
haberdar olanlar Orman Genel Müdürlüğüne ihbar etmekle yükümlüdür.
Orman fidanlığı kuracak müteşebbislere ve üniversitelerin araştırma
birimlerine Orman Genel Müdürlüğünce bedelsiz orman bitki türleri tohumu
verilebilir.
Orman bitki türlerinin belirlenmesi, tohumluğu yetiştiren gerçek ve
tüzel kişilerin uyması gereken kurallar ve bu maddenin uygulanması ile
ilgili diğer usul ve esaslar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının
görüşü alınarak hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
Orman bitki türlerinin tohumluklarına ilişkin bitki pasaportu ile
karantina iş ve işlemlerine dair hususlar Orman ve Su İşleri
Bakanlığının uygun görüşü ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 9- 6831 sayılı Kanunun 69 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 69- Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek amacıyla her türlü tedbiri alır veya alınmasını sağlar.
Orman sayılan alanlar dışındaki yangınlarda ihtiyaç duyulması
halinde, yangının söndürülmesine imkanlar ölçüsünde katkı sağlanır.
Kapalı alan ve sanayi yangınlarında ise mahallin en büyük mülki idare
amirinin talebi üzerine araç desteği verilir. Oluşabilecek afetlerde
çalışmak üzere acil müdahale ve arama kurtarma ekipleri kurulur. Bu
amaçla görevlendirilen personel hakkında 71 inci madde hükümleri
uygulanır.
Orman yangınlarım önlemek amacıyla, orman yangım öncesinde ve yangın
esnasında orman idaresi ile diğer kamu kurum ve kuruluşları arasındaki
koordinasyonu mahallin en büyük mülki idare amiri sağlar. Kamu kurum ve
kuruluşları mahallin en büyük mülki idare amirinin verdiği talimatları
yerine getirmek ve her türlü desteği sağlamakla yükümlüdür.
Yangın söndürmek amacıyla görevlendirilen resmi ve özel her türlü
aracın akaryakıt giderleri ile söndürme çalışmaları sırasında hasara
uğrayan araçların zararları Orman Genel Müdürlüğünce karşılanabilir.
Orman yangınlarıyla mücadelede gönüllülerden de faydalanılır.
Gönüllülerin yangına ulaşım ve iaşe giderleri ile yangın söndürmeye
yarayacak aletleri ve giyecekleri, Devlet ormanlarında orman idaresi,
diğer ormanlarda sahipleri tarafından karşılanır. Gönüllülere bunun
dışında herhangi bir ücret verilmez.
Bu Kanuna göre izne konu edilen alanlarda izin sahipleri, özel
ormanlarda ise sahipleri, orman yangınlarının önlenmesi ve söndürülmesi
ile ilgili her türlü tedbiri almakla yükümlüdürler.
Orman yangınlarını önleme ve mücadele çalışmalarında kullanılmak
üzere iktisap edilen her türlü muhabere araçları için 5/4/1983 tarihli
ve 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna
İlişkin Kanunda belirtilen ücretler alınmaz.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 10- 6831 sayılı Kanunun 81 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 81 – Orman içinde veya civarında bulunan beldelerde
belediyeler, köylerde muhtarlıklar, kendi sınırlan içinde bulunan Devlet
ormanlarında orman suçlarının önlenmesi ve ormanların muhafazası için
orman idaresi ile işbirliği yapmakla yükümlüdür.
Ormanların geliştirilmesi ve iyileştirilmesi amacıyla yapılan
ağaçlandırma, erozyon, sel ve çığ kontrolü çalışmaları ile toprak
muhafaza, rehabilitasyon ve silvikültürel çalışmalar dolayısıyla ihtiyaç
duyulan koruma işleri, bedeli mukabilinde mülki sınırları içindeki köy
tüzel kişiliklerine yaptırılabilir.
Bu maddenin uygulanmasıyla ilgili usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 11- 6831 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve aynı maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
“Orman Genel Müdürlüğünden izin almadan ticari olarak orman bitki
türleri tohumluğu üretimi yapanların faaliyetine son verilir ve
otuzüçbin Türk Lirası İdarî para cezası verilir, ürüne el konulur ve
mülkiyetinin Orman Genel Müdürlüğüne geçirilmesine karar verilir. İzinli
olup da Genel Müdürlükçe belirlenmiş esaslara aykırı hareket edenlere
onyedibin Türk Lirası idari para cezası verilir.
Orman bitki türleri tohumluğunu izinsiz olarak depolayan, işleyen,
yurt içinde ticaretini yapanlara beşbin Türk Lirası idari para cezası
verilir.
Orman bitki türleri tohumluğu üretim, depo ve teşhir alanlarında
mücadelesi istenen zararlı organizmalarla ilgili mücadeleyi yapmayanlara
ikibin Türk Lirası İdarî para cezası verilir, yapmayanlar adına gerekli
mücadele Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılır veya yaptırılır.
Mücadele masrafının iki katı tutarın sorumlular tarafından ödenmesi için
bir aylık ödeme süresi verilir.
Orman Genel Müdürlüğünden izin almadan orman bitki türleri tohumluğu
ithal ve ihraç edenlerle, gerçeğe aykırı bilgi ve belge verenler veya
belgeler üzerinde tahrifat yaptıkları tespit edilenlere, kırkikibin Türk
Lirası İdarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde bu kişiler beş
yıl süreyle faaliyetten men edilir ve faaliyetten men edildiği hususu
Orman Genel Müdürlüğü internet sayfasında yayınlanarak ilan edilir. Bu
fiilin konusunu oluşturan orman bitki türleri tohumluklarının
mülkiyetinin Orman Genel Müdürlüğüne geçirilmesine karar verilir.
Orman bitki türleri tohumluğu ve ürünlerinde zarar yapan
organizmaların yayılmasına engel olmak için Orman Genel Müdürlüğünce
alınan tedbirlere riayet etmeyenlere beşbin Türk Lirası, orman bitki
türleri tohumluklarında zararlı organizmanın salgın halinde ortaya
çıkmasından haberdar olup, Orman Genel Müdürlüğüne ihbar etmeyenlere
ikibin Türk Lirası idari para cezası verilir.
Bitki pasaportu ve karantina işlemleri hariç olmak üzere, orman bitki
türleri tohumluklarıyla ilgili idari yaptırım kararları orman fidanlık
müdürlerince, fidanlık müdürlüğü bulunmayan yerlerde ise Orman Genel
Müdürlüğünce yetkilendirilen orman işletme müdürlerince verilir.
Sadece kendi ihtiyacını karşılamak için orman bitki türleri tohumluğu
yetiştirenler hakkında, zararlılara karşı tedbir almaları ve belirlenen
tedbirlere uymaları kaydıyla bu madde hükümleri uygulanmaz.”
MADDE 12- 6831 sayılı Kanunun 115 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 115- Devlet ormanları üzerinde kamu yararına yapılan veya
yapılacak her türlü yapı ve tesis için bu Kanun ve ilgili diğer mevzuat
uyarınca gerçek ve tüzel kişiler lehine tesis edilen veya edilecek
bağımsız ve sürekli üst hakları dahil irtifak haklarına ilişkin olarak
tapuda yapılacak tüm işlemler ile bu işlemlere bağlı diğer işlemleri
yapmaya ve yaptırmaya Orman Genel Müdürlüğü yetkilidir. Orman vasıflı
taşınmazlardan 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu
ile 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu kapsamında
kalanlar hakkında ilgili bakanlıklara verilen yetkiler saklıdır. Ancak
bu taşınmazlar üzerinde tesis edilen veya edilecek bağımsız ve sürekli
üst hakları dahil irtifak haklarına ilişkin işlemler de Orman Genel
Müdürlüğünce yapılır. Bu madde kapsamında kalan işlemler sebebiyle
tahsil edilecek bedeller Orman Genel Müdürlüğü özel bütçesine gelir
kaydedilir.” w.
MADDE 13- 6831 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına
aşağıdaki cümle ve aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Verilen bu izinlerden ağaçlandırma ve arazi izin bedeli dışında herhangi bir bedel alınmaz.”
“Devlet ormanlarında, erişme kontrolü uygulanan karayollanndaki
ulaştırma yapılan ve müştemilatı olan hizmet tesisleri ile bakım işletme
tesislerine, karayolu sınır çizgisi içinde kalmak kaydıyla izin
verilir. Devlet idareleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan,
işletilen, işlettirilen veya yap-işlet-devret modeli esas alınarak
yaptırılan ve işlettirilen bu tesislerden herhangi bir bedel alınmaz.
Ayrıca; demiryolu, otoyol, Devlet ve il yolları ile su isale
hatlarının yapımında zorunlu olarak ortaya çıkan kazı fazlası malzemenin
depolanacağı alanlara, Orman Genel Müdürlüğünce belirlenen yerlerden
ağaçlandırma bedeli alınarak izin verilebilir.”
MADDE 14- 6831 sayılı Kanunun ek 11 inci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendine “Turizm” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve liman
yatınm” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 15- 6831 sayılı Kanunun ek 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 12- Bozuk veya verimsiz orman alanları; ağaçlandırma,
erozyon kontrolü ve rehabilitasyon çalışmalarına konu edilir. Bu
alanlarda mevcut türlerden gerekenler korunur, aşılanır ve/veya
rehabilite edilir. Ayrıca orman içi boşluk alanlar, bölgede doğal olarak
yetişen türlerin ekimi, aşılı-aşısız fidanlarının dikimi ve aşılama
yapmak suretiyle imar-ihya ve/veya rehabilite edilebilir ve/veya
ağaçlandırılarak doldurulabilir. Bu çalışmalar orman idaresi tarafından
yapılabileceği gibi köy tüzel kişilikleri ve diğer gerçek ve tüzel
kişiler tarafından da yapılabilir.
Orman idaresi tarafından ağaçlandırılan, erozyon kontrolü yapılan,
imar-ihya ve rehabilite edilen sahalardan elde edilen odun dışı orman
ürünleri; öncelikle bu sahaların bakımını gerçekleştiren köy tüzel
kişiliklerine, tarımsal kalkınma kooperatiflerine, 29/6/2004 tarihli ve
5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu ile kurulmuş üretici
birlikleri ve birliklere ve/veya yöre halkına tarife bedeli ile
verilebilir.
Ayrıca, tapuda kişiler adına kayıtlıyken orman sınırları içerisinde
kaldığı gerekçesiyle tapuları iptal edilen yerler, öncelikle eski tapu
maliklerine veya kanuni mirasçılarına özel ağaçlandırma veya özel
imar-ihya çalışmalarına konu edilmek üzere bedelsiz tahsis edilir.”
MADDE 16- 6831 sayılı Kanunun 70 inci, 72 nci, 73 üncü ve 75 inci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 17- 6831 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 10- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 92 nci,
93 üncü ve 94 üncü maddelere göre müsadere kararı kesinleşen yapı ve
tesisler, Orman Genel Müdürlüğü tarafından kiraya verilmek suretiyle
değerlendirilebilir. Bunlardan tapulu olup da tapusu iptal edilen
yerlerdeki müsadere kararma konu yapı ve tesisler öncelikle eski tapu
maliklerine kiraya verilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla açılmış olan davaların
müsadere kararı ile neticelenmesi halinde de bu madde hükümleri
uygulanır.
Kesinleşen orman alanları içerisinde olup, tarım ve hayvancılık
amacıyla fiilen en az yirmi yıldır mera, yaylak, kışlak ve bu şekilde
kullanılan alanlar, bu amaçlar doğrultusunda kullanılmak kaydıyla
yirmidokuz yıla kadar kullanıcılarına veya mirasçılarına kiralanabilir.
Kiraya verme usul ve esasları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının
görüşü alınarak Orman Genel Müdürlüğünce hazırlanan yönetmelikle
düzenlenir.”
MADDE 18- 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve
Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin birinci
fıkrasının (4) numaralı bendinin (B) alt bendine (f) paragrafı
eklenmiştir.
“f) Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğünde orman muhafaza memuru kadrolarında çalışan personelden,”
MADDE 19- 18/12/1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 31 inci maddesinin
birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü hakkındaki Kanuna” ibaresi “genel hükümlere” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 20- 6200 sayılı Kanunun 32 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 32- Bu Kanundan doğan her türlü DSİ alacağı, kanuni faiz oram
esas alınarak DSİ tarafından genel hükümlere göre tahsil edilir.”
MADDE 21- 6200 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 49- DSİ, ilgili mevzuatı uyarınca tespit edilen görevleri
dolayısıyla yapacağı işlemler yönünden 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı
Harçlar Kanunu ile 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri
Kanununda düzenlenen harçlardan müstesnadır. Ancak, yargı harçlarının
DSİ’nin haklılığı nispetinde karşı taraftan tahsiline ilgili mercii
tarafından karar verilir.
DSİ’nin gelirleri kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisnanın
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006
tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yapılan
kesintilere şümulü yoktur.”
MADDE 22- 6200 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
“EK MADDE 6- Yatırım programında yer alan ve Maden İşleri Genel
Müdürlüğüne bildirilen DSİ projeleri içerisinde kalan yerlerde, 4/6/1985
tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca maden arama ve/veya
işletme ruhsatı verilmeden önce DSİ’nin uygun görüşü alınır.
İmar planlarının hazırlanmasında taşkına maruz alanlar için öncelikle
taşkın haritaları yapılır ve taşkın koruma alanları yapılaşmaya
açılamaz.
EK MADDE 7- Aşağıdaki fiillerin yapılması yasaktır:
a) Su yapılarına zarar vermek.
b) Dere yataklarında DSİ’den izinsiz kesit daraltıcı her türlü yapı yapmak.
c) Mevsimlik akışlı olsa dahi dere yataklarının üzerine yapı yapmak veya izinsiz
kapatmak.
ç) Mevsimlik akışlı olsa dahi dere yataklarını tarla haline dönüştürmek,
d) Yeraltı sularına izinsiz besleme yapmak.
Diğer kanunlara göre daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde,
birinci fıkranın (a), (b) ve (ç) bentlerini ihlal eden gerçek kişilere
üçbin Türk Lirası, tüzel kişilere onbin Türk Lirası; (c) ve (d)
bentlerini ihlal eden gerçek kişilere onbeşbin Türk Lirası, tüzel
kişilere ellibin Türk Lirası İdarî para cezası verilir. Bu fiillerin
tekrarı halinde ceza beş kat arttırılarak uygulanır. Ayrıca verilen
zarar tazmin ettirilir ve izinsiz yapılan yapılar yıkılır veya
yıktırılır. Yıktırılması halinde masraf ilgilisinden tahsil edilir.
Su tahsis belgesi olmadığı halde veya tahsis edilen suyu tahsis amacı
dışında kullanan veya satan gerçek kişilere ikibin Türk Lirası, tüzel
kişilere onbin Türk Lirası İdarî para cezası verilir ve bu kişiler su
kullanımından men edilirler. Bu fiillerin tekrarı halinde ceza beş kat
arttırılarak uygulanır.
Su tahsis belgesinde belirtilen miktardan daha fazla su kullananlara metreküp başına beş Türk Lirası İdarî para cezası verilir.
Ölçüm cihazını bozanlara beşbin Türk Lirası İdarî para cezası
verilir. Ölçüm cihazının bozulduğu tarihten önce kullanılan su miktarı
kıyasen hesaplanır ve bedeli tahsil edilir.
Bu Kanunda öngörülen idarî yaptırımlar mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından uygulanır.
İdarî para cezalarına ilişkin kararlar, 11/2/1959 tarihli ve 7201
sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı
tebliğinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz
edilebilir.
Bu Kanuna göre verilen idarî para cezalarında ihlalin tespiti ve
cezanın kesilmesi usulleri ile ceza uygulamasında kullanılacak
tutanakların şekli, dağıtımı ve kontrolüne ilişkin usul ve esaslar
Maliye Bakanlığının görüşü alınarak DSİ tarafından hazırlanan
yönetmelikle düzenlenir.
Bu Kanuna göre verilen idarî para cezalan, tebliğinden itibaren bir
ay içerisinde ödenir. İdarî para cezaları genel bütçeye gelir
kaydedilir.
EK MADDE 8- 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
ve su kullanım hakkı anlaşması çerçevesinde elektrik enerjisi üretmek
amacıyla yapılacak olan hidroelektrik tesislerinin baraj, regülatör,
yükleme havuzu, tünel, kanal, borulu isale hattı gibi su yapısıyla
ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılacak baraj,
gölet ve regülatör gibi su yapılannm inşasının inceleme ve denetimi
zorunludur. Diğer su yapılanndan sulama tesisi, isale hattı, kollektör,
arıtma tesisi, taşkın ve nehir yatağı düzenlemesi gibi yapılann da
denetiminin talep edilmesi halinde masrafları ilgililerine ait olmak
üzere denetim hizmeti DSİ tarafından yapılır veya DSİ tarafından
yetkilendirilen Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş şirketlerden DSİ’ce
müşavirlik hizmeti satın alınarak yaptırılır. Su yapıları yapmak üzere
görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş kamu kurum ve kuruluşları ile
mahalli idareler, mevzuatı çerçevesinde talep etmeleri halinde su
yapılarının denetim hizmetleri bu madde kapsamında yapılır. Denetim
masrafları, denetlenen yatırımcı gerçek ve tüzel kişiler tarafından
DSİ’ye ödenir. İnşaatı devam eden su yapıları için bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren altmış gün içerisinde su yapısının
denetlenmesi için yatınmcı tarafından DSİ’ye müracaat edilmesi
zorunludur. 6446 sayılı Kanun kapsamında üretim lisansı sahibi tüzel
kişilerden denetim yaptırmayanlara, DSİ tarafından tesisin kurulu gücüne
bağlı olarak megavatt başına beşbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir ve DSİ tarafından yapılacak yazılı ihtardan itibaren otuz gün
içerisinde gerekli müracaatın yapılmaması halinde DSİ ile imzalanan su
kullanım hakkı anlaşması iptal edilir. Sulama tesisi, isale hattı,
kollektör, arıtma tesisi, taşkın ve nehir yatağı düzenlemesi gibi su
yapılarında ise yatırım bedelinin binde biri nispetinde idarî para
cezası verilir ve DSİ tarafından yapılacak yazılı ihtardan itibaren otuz
gün içerisinde gerekli müracaatın yapılmaması halinde su yapısının
inşaatının durdurulması için gerekli tedbirler DSİ tarafından alınır.
Denetim şirketi, su yapısının projesini veya revize projesini
onaylamak, projesine ve ilgili mevzuata uygun olarak yapılmasını
sağlamak, imalatta kullanılan malzemelerin ve imalatın projesine, teknik
şartname ve standartlara uygunluğunu kontrol etmek, malzemeler ve
imalatla ilgili deneyleri yaptırmak, neticelerini belgelendirmek,
yapılan tüm denetim hizmetlerine ilişkin belgeler ile DSİ tarafından
yapılan kabul işlemine esas olan belgeleri DSİ’ye vermek
mecburiyetindedir.
DSİ tarafından denetim şirketine izin belgesi ile yetki verildiği
halde, su yapılarının denetimini DSİ kriterlerinin, standartların,
ilgili mevzuat hükümlerinin gerektirdiği şekilde yerine getirmeyen
yetkili denetim şirketlerine; DSİ tarafından ilk seferinde denetlenen
hidroelektrik tesislerinde, kurulu gücüne bağlı olarak megavatt başına
beşbin Türk Lirası idarî para cezası; baraj, gölet, sulama tesisi, isale
hattı, kollektör, antma tesisi, taşkın ve nehir yatağı düzenlemesi gibi
su yapılarında, yatınm bedelinin binde biri nispetinde idarî para
cezası verilir ve eksikliklerini düzeltmek üzere onbeş gün müddet
verilir. Bu fiilin ikinci tekrarında ceza iki katı olarak uygulanır ve
eksikliklerini düzeltmek üzere onbeş gün müddet verilir. Fiilin üçüncü
tekrarında ise ceza üç katı olarak uygulanır ve su yapıları yetkili
denetim şirketinin izin belgesi DSİ tarafından iptal edilir. Bu para
cezaları ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün
içerisinde ödenir. Süresinde ödenmeyen ve kesinleşen İdarî para cezaları
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine
göre ilgili vergi dairesince tahsil edilir. İzin belgesi iptal edilen
yetkili denetim şirketinin yönetici ve ortakları bir yıl süreyle başka
bir yetkili denetim şirketi kuramazlar, kurulmuş olan şirketlerde görev
alamaz ve/veya ortak olamazlar.
Su yapılarının mevzuata ve onaylı projesine aykırı yapılması halinde,
bu durumun düzeltilmesi için yetkili denetim şirketi tarafından
yatırımcıya en fazla otuz gün eksiklikleri düzeltme müddeti verilir.
Mevzuata ve projeye aykırılığın giderilmemesi halinde verilen sürenin
sonunda veya acil hallerde derhal, denetim şirketi işi kısmen veya
tamamen durdurur ve durumu gecikmeksizin DSİ’ye bildirir. Yapılan
inceleme sonucunda nihai karar DSİ tarafından verilir.
Su yapılarım denetlemek üzere yetkilendirilmiş şirketlere uygulanacak İdarî yaptırımlar DSİ tarafından yerine getirilir.
Denetim şirketi ile denetim şirketinde görev alan denetim elemanları,
su yapısının, projesine, fen ve sanat kurallarına ve ilgili mevzuata
uygun olarak yapılmamasından ortaya çıkan zarar ve ziyandan kabul
tarihinden itibaren onbeş yıl süreyle yatırımcı ile birlikte
müteselsilen sorumludur.
Gerçek ve tüzel kişiler tarafından inşa edilecek su ile ilgili köprü,
menfez gibi yapılarda hidrolik yönden DSİ’nin uygun görüşü alınır.
Denetim işleriyle ilgili masrafların tahsiline dair usuller ile
denetim yapacak personelin nitelikleri, denetleme usulleri ve diğer
şartlar, DSİ tarafından, bağlı olduğu Bakanlığın görüşü alınarak
hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 23- 6200 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 11-31 inci ve 32 nci maddelerde yer alan DSİ
alacaklarının genel hükümlere göre tahsiline ilişkin hükümler, bu
maddelerdeki değişikliklerin yürürlüğe girmesinden sonra başlatılacak
takiplere uygulanır. DSİ alacakları ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre başlatılmış olan
takiplere devam olunur.
13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde vergi
dairesi müdürlüklerince yapılandırılmış olan DSİ alacaklarından bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla anılan Kanun hükümlerine
uygun şekilde ödemelerine devam edilenlerin, dairelerince tahsiline
devam olunur.”
MADDE 24- 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair
Kanunun ek 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 10- Bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında
hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün
olmayan yerler, Bakanlar Kurulunca tespit edilen usul ve esaslara göre,
hayatı etkileyen doğal afete maruz kalan veya 16/5/2012 tarihli ve 6306
sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanuna
göre riskli alanlardaki yerleşim alanlarında kalan kamu kurum ve
kuruluşları ile bu alanlarda yaşayanların iskanlarını temin,
iyileştirme, tasfiye ve yenileme amacıyla yeni yerleşim alanı olarak
kullanılmak üzere Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına
çıkarılır.
Bu alanların tespiti için Orman Genel Müdürlüğünce yeteri kadar orman
kadastro komisyonu görevlendirilir. Bu alanlarda 21/6/1987 tarihli ve
3402 sayılı Kadastro Kanununun
22 nci maddesinin, kadastrosu yapılmış olan yerlerin ikinci defa
kadastroya tabi tutulamayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz. Bu tespit
sırasında ilan süresi bir hafta, itiraz süresi ise bir ay olarak
uygulanır. Bu fıkra kapsamında yapılacak orman kadastrosu
uygulamasındaki işlemlerde bu fıkrada belirtilen süreler uygulanır.
Birinci fıkra uyarınca orman sınırları dışına çıkarılacak alanlar ile
daha önce bu madde kapsamında orman sınırları dışına çıkarılan alanlar
tapuda Hazine adına tescil edilir ve birinci fıkrada belirtilen gaye
doğrultusunda kullanılmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığının
tasarrufuna geçer.
Orman sınırlan dışına çıkarılan alanların en az iki katı kadar olan
ve öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan, Hâzinenin özel
mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar,
Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne ağaçlandırılmak üzere tahsis
edilir.”
MADDE 25- 16/12/1960 tarihli ve 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 1- Yeraltı sularının tahsisine Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü yetkilidir. Tahsis edilen yeraltı suları, kullanılan suyun
metreküp bedeli üzerinden ücretlendirilir. 4 üncü maddenin üçüncü
fıkrasında belirtilen yeraltı ve kaynak sulan il özel idarelerince suyun
metreküp bedeli de gözönüne alınarak kiraya verilir. Tatbik olunacak
ücret tarifeleri; kullanma amacı, ekonomik, sosyal ve mahalli şartlar
gözönüne alınarak Bakanlar Kurulu karanyla tespit ve ilan olunur. İl
özel idareleri tarafından kiraya verilenler dışında kalan yeraltı ve
kaynak sulan, kullanılan suyun metreküp bedeli üzerinden
ücretlendirilmek suretiyle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce kiraya
verilebilir. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce, bu suların tahsis
edilmesinden veya kiraya verilmesinden alman ücretlerin takip ve tahsili
genel hükümlere göre yapılır ve tahsil edilen bedeller Genel Müdürlüğün
özel bütçesine gelir olarak kaydedilir.”
MADDE 26- 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Baraj, sulama şebekeleri ve boru hatları, karayolu, liman ve
havaalanı, demiryolu gibi gelecek yıllara sari büyük projelerde kamu
yararı kararı, kamulaştrılacak taşınmazların bulunduğu mahalle ve/veya
köy muhtarlığında onbeş gün süreyle asılmak suretiyle ilan edilir. Bu
ilan, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Kamu yararı
kararının ilan süresinin bitiminden itibaren kamulaştırılacak
taşınmazlann üzerine sabit tesis yapılamaz, yapılan sabit tesisler ve
sonradan dikilen ağaçlar dikkate alınmaz. Taşınmazdaki bu sınırlama beş
yılı geçemez.”
MADDE 27- 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci
maddesinin üçüncü fıkrasına “çocuk bahçesi,” ibaresinden sonra gelmek
üzere “taşkın koruma alanları dahil olmak üzere” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 28- 31/10/1985 tarihli ve 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 1- Orman muhafaza memuru olarak atanacaklar; ilgili
mevzuatı uyarınca yapılan merkezi sınav sonucuna göre, atanacak kadro
sayısının dört katma kadar çağrılacak adaylar arasından sınav
komisyonlarınca yapılacak sözlü ve uygulamalı sınav sonucuna göre
belirlenir. Orman muhafaza memurlan, Genel Müdürlüğe verilen görevlerin
etkin, ekonomik, verimli ve hızlı bir şekilde yerine getirilebilmesi
amacıyla ekipler halinde çalıştırılabilir. Ekiplerde işlerin
düzenlenmesi ve yürütülmesi amacıyla orman muhafaza memurlarından en az
on yıl görev yapmış ve Genel Müdürlükçe belirlenen niteliklere sahip
olanlardan birisi birim amiri tarafından Baş Orman Muhafaza Memuru
olarak görevlendirilebilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Genel Müdürlükçe düzenlenir.”
MADDE 29- 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 5- Kadastrosu veya tapulaması tamamlanan çalışma
alanlarında, orman kadastrosu ya da tahdidi yapılmamış ormanlar, 4 üncü
ve 39 uncu maddelerde yer alan esaslar çerçevesinde kadastroya tabi
tutulur.”
MADDE 30- 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“e) İbadet yerleri ile müştemilatı,”
MADDE 31- 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-lşlet Modeli ile
Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile
Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “yedi yıl içinde” ibaresi
yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 32- 20/2/2008 tarihli ve 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 10 uncu
maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi yürürlükten kaldırılmış ve aynı
maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “(c), (e) ve (f) bentlerinde”
ibaresi “(c) ve (e) bentlerinde” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 33- 5737 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 24- Kiraya verilen veya tahsis edilen Genel Müdürlük ve mazbut
vakıf taşınmaz malların, yangın, hırsızlık ve doğal afetlere karşı,
kullananları tarafından Genel Müdürlük adına sigortalanması zorunludur.
Vakıf kültür varlıklarının sigorta işlemlerinde bedel, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığının mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin
hesabında kullanılan yapı yaklaşık birim maliyetleri V. Sınıf (D) Grubu
Yapılar birim fiyatı ile taşınmazda yer alan taşınırların değeri dikkate
alınarak Genel Müdürlükçe belirlenir.”
MADDE 34- 5737 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- 1/1/1990 tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Genel Müdürlüğün dağıtılma talebiyle açtığı dava sonucunda
dağılmasına veya dağıtılmasına karar verilen yeni vakıfların hayatta
bulunan kurucularının birlikte başvurusu üzerine vakfın adı ve amacı
aynı olmak kaydıyla bin lira kuruluş malvarlığı tahsis edilerek Türk
Medeni Kanunu hükümlerine göre yeni bir vakıf kurulabilir.
Kurulan bu vakıflar Türk Medeni Kanunu ve bu Kanun hükümlerine göre
faaliyette bulunurlar, ancak kanunla kurulan vakıf statüsünde
sayılmazlar.
Dağıtılan vakfın Genel Müdürlüğe intikal eden ve hali hazırda Genel
Müdürlük tarafından tasarruf edilen taşınmazları, yeni kurulan vakfa
mahkeme siciline tescilinden itibaren üç ay içerisinde devredilir.
Devredilen mallarla ilgili başkaca bir talepte bulunulamaz.”
MADDE 35- 10/10/2011 tarihli ve 658 sayılı Türkiye Su Enstitüsünün
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu
maddesine dokuzuncu fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar
eklenmiş ve mevcut onuncu fıkrası onikinci fıkra olarak teselsül
ettirilmiştir.
“(10) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde sayılan kurum
ve kuruluşlarda çalışanlardan, durumları bu Kanun Hükmünde Kararnamede
sayılan nitelik ve şartlara uygun olanlar, kendilerinin talebi ve
kuramlarının muvafakati ile bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (1)
sayılı listede yer alan pozisyon sayısı içinde kalınmak kaydıyla
Enstitüde sözleşmeli olarak istihdam edilebilir. Bu şekilde
görevlendirilen personel kurumundan aylıksız izinli sayılır ve asıl
kadrosuyla ilgisi devam eder. Bunların terfileri başkaca bir işleme
gerek kalmaksızın kuramlarınca yapılır. Bu hükme göre
görevlendirilenler, görevde kaldıkları sürece, mali ve sosyal haklarını
Enstitüden alırlar. Bu şekilde geçen hizmet süreleri, kazanılmış hak
aylık, derece ve kademelerinin tespitinde dikkate alınır. 5510 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
sigortalı iken bu şekilde istihdam edilmeye başlananlar, ilgileri devam
eden asıl kadroları esas alınarak bu görevleri sırasında da aym kapsamda
sigortalı kabul edilir. Kamu kuram ve kuruluşlarında asli kadrosu
itibarıyla makam tazminatı ödenmesi gereken görevlerde bulunmakta iken
bu fıkra çerçevesinde Enstitüde Başkan, Başkan Yardımcısı, Koordinatör,
Hukuk Müşaviri veya Uzman olarak sözleşmeli istihdam edilmeye başlanan
ve 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında bulunanların, bu
görevlerde geçen süreleri makam tazminatı veya buna bağlı olarak temsil
veya görev tazminatı ödenmesi gereken süre olarak değerlendirilir.
(11) Enstitüde ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenecek eğitim
programlarında ücret karşılığı ders vermek üzere görevlendirilenlere,
(1.700) gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu
bulunacak tutan geçmemek üzere Başkanlık tarafından belirlenen miktarda,
usul ve esaslar çerçevesinde saat başına ders ücreti verilir.”
MADDE 36- 658 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı
listeye “Teknisyen” satırından sonra gelmek üzere aşağıdaki satırlar
eklenmiş ve “Toplam” sayısı “46” olarak değiştirilmiştir.
Büro Personeli2
Destek Personeli4
MADDE 37- 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası
Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve
üçüncü fıkrasında yer alan “Bakanlık, Kuram ve DSİ” ibareleri “Bakanlık
ve Kurum” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 38- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Tasan ile, 6831 sayılı Orman Kanununda yer alan bazı düzenlemelerin
günün ihtiyaçlarına göre ve uygulamada tereddüde mahal vermeyecek
şekilde yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir.
Bu çerçevede; ormancılık özel sektörünün birikiminden faydalanılması
ve son zamanlarda artan özel ağaçlandırmalarda ihtiyaç duyulan
fidanların karşılanması amacıyla düzenleme yapılarak Devlet ormanlarında
orman bitki türlerinin tohum ve fidanlarını yetiştirmek üzere fidanlık
kurulmasına, arkeolojik kazı ve restorasyon yapılmasına ve bu alanların
kullanımına, göl, baraj ve deniz yüzeyinde yapılan balık üretimi için
karada yapılması mecburi tesislere Orman Genel Müdürlüğünce izin
verilebilmesi öngörülmektedir.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının görev alanında bulunan orman
florasına ait iş ve işlemlerin disipline edilmesi amacıyla; orman bitki
tohumluklarının üretimi, işlenmesi, ıslahı, ticareti ve zararlı
organizmaların yayılmasının önlenmesi ile ilgili usul ve esaslar
belirlenerek bu faaliyetlerde bulunanların belgelendirilmesi,
denetlenmesi, yetkilendirilmesi ve kayıt altına alınması hükme
bağlanmaktadır. Öte yandan, izinsiz ya da kurallara aykırı faaliyette
bulunanlara verilecek İdarî para cezası miktarları ile kimler tarafından
verileceği de belirlenmektedir.
Diğer taraftan, mülki hudutları içerisinde Devlet ormanı bulunan köy,
belde ve kasabalara bu ormanlardan elde edilen dikili satış gelirinden
pay verilmesi öngörülmektedir. Böylece ormanların korunması,
sürekliliğinin sağlanması ile sosyal ve ekonomik barışa katkıda
bulunulması hedeflenmektedir.
Hususi ormanlardaki yapılaşma ile ilgili mevcut düzenlemeler farklı
yorumlandığı için farklı uygulamalarla karşılaşılmaktadır. Yapılan
düzenleme ile uygulamaya yeknesaklık getirilmesi ve idareye tanınan
inisiyatifin önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
Öte yandan, orman idaresi tarafından orman yangınları ile mücadelede
gereken tüm önlemlerin alınması, ormanların yangına karşı dirençli hale
getirilmesi ve bunun için gereken her türlü tesisin yapılmasına yönelik
uygulamaların önünün açılması amacıyla düzenleme yapılmaktadır. Ayrıca,
ormanların korunmasında sürdürülebilir orman yönetimi ve katılımcılık
ilkeleri çerçevesinde; ağaçlandırma, erozyon, sel, çığ kontrolü, toprak
muhafaza, rehabilitasyon ve silvikültürel çalışma yapılan alanların,
yörede yaşayan halk ve yerel yönetimlerle işbirliği içerisinde
korunmasına yönelik düzenlemelere de yer verilmektedir.
Bu hususların yanı sıra, Devlet ormanları üzerinde kamu yararına
yapılan veya yapılacak her türlü yapı ve tesis için mevzuatı uyarınca
gerçek ve tüzel kişiler lehine tesis edilen veya edilecek bağımsız ve
sürekli üst hakları dahil irtifak haklarına ilişkin olarak tapuda
yapılacak tüm işlemlerin sağlıklı ve idarenin bütünlüğü esasına uygun
olarak yürütülebilmesi amacıyla, Orman Genel Müdürlüğü yetkili kuruluş
olarak tespit edilmektedir.
Diğer taraftan, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün 6200 sayılı
Kanunla kendisine verilen vazifeleri kamu yararı ve hizmet gereklerine
uygun şekilde ifa edebilmesi amacıyla, 6200 sayılı Kanunda gerekli
değişiklikler yapılmaktadır. Mevcut uygulamada, baraj rezervuarlarında
kamulaştırma işlemleri yıllar sürmekte ve kötü niyetli insanlar
tarafından, sırf kamulaştırma bedelini almak için ağaç dikilmekte, bağ
ve bahçe tesis edilmekte ve bina yapılmaktadır. Kamulaştırmayı yapan
idarenin bir yaptırım gücü olmaması nedeniyle Hazine haksız yere yüklü
miktarda kamulaştırma bedeli ödemek zorunda kalmaktadır. Tasan ile, bu
gibi menfi durumların önüne geçmek amacıyla düzenleme yapılmaktadır.
Ayrıca, Elektrik Piyasası Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası
yürürlükten kaldırılarak mezkûr fıkrayla düzenlenen denetim yetkisi 6200
sayılı Kanunda açık ve tereddüde mahal vermeyecek şekilde
düzenlenmektedir.
Taşkınla mücadele kapsamında, birçok ilde taşkın inşaatlarının
yapımına öncelik ve hız verilecektir. Bu bakımdan taşkın koruma
alanlarının düzenleme ortaklık payı kesintisinden
karşılanması ve mevcut uygulamada yerleşim yerlerindeki güzergahların
terk edilmesi durumunda ortaya çıkan kamulaştırma maliyetinin
azaltılması hedeflenmektedir.
Ayrıca, Türkiye Su Enstitünün personel temininin kolaylaştırılması ve
daha etkin hizmet verilebilmesi için düzenleme yapılmaktadır.
Tasan, yukarıda belirtilen amaçlarla hazırlanmıştır.
MADDE 1- 10/10/2011 tarihli ve 657 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
36 ncı maddesi ile 6831 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin üçüncü
fıkrasında yapılan değişiklikten sonra orman kadastro komisyonu başkan
ve üyelerini atama yetkisi Orman Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Madde
ile, bu değişikliğe paralel olarak, orman kadastro komisyonlarının
işlemlerine karşı açılacak davaları ve taraflarını gösteren 6831 sayılı
Kanunun 11 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında değişiklik
yapılarak Orman Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık hasım
mevkiinden çıkarılmış ve davalarda usul ekonomisi yönünden kolaylık
sağlanması amaçlanmıştır.
MADDE 2- Orman topraklan, yetişme ortamı şartlan ve iklim özellikleri
bakımından orman florasına ait bitkilerin tohum ve fidan üretimi ve
gelişimi için en uygun yerlerdir. Son yıllarda ülkemiz orman ağaçlan
fidan ihtiyacı hızla artmış, ithalat yoluyla açık kapatılmaya
çalışılmıştır. Madde ile, ihracat kapasitesinin arttırılması ve ihtiyaç
duyulan orman ağacı fidanlannın karşılanabilmesi için orman sayılan
alanların uygun yerlerinde fidanlık kurmaya izin verilmesi
öngörülmüştür.
Orman ürünleri işleyen fabrika, hızar, şerit kurulması için genel
hükümlere göre alınması gereken izinlerin yanı sıra Orman İdaresinden de
izin alınması gerekmekteyken yapılan düzenlemeyle bu zorunluluk
kaldırılmıştır.
Kum, çakıl ve taş ocakları 2004 yılında Maden Kanununda yapılan
değişiklikle maden sayılmış ve Orman Kanununun 16 ncı maddesine göre
izin verilmeye başlanmıştır. Bu sebeple, madde ile, uygulama imkanı
kalmayan mevcut 18 inci madde hükümlerinin de kaldırılması
öngörülmüştür.
Ayrıca madde ile;
- Orman sayılan alanlardaki tarihi eserlerimizin korunması ve turizme
kazandırılması için gerekli olan arkeolojik kazı ve restorasyon için
izin verilmesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığının vereceği ruhsata dayalı
olarak define aranmasına yirmidokuz yıla kadar izin verilmesi,
- Odun kömürü, terebentin, katran, sakız gibi işletilmesinde ağaç
kullanılan ocaklann orman sınırları içinde açılmak istenmesi halinde
yirmidokuz yıla kadar izin verilmesi, orman sınırlan dışındaki ocaklarda
ise izin zorunluluğunun kaldırılması,
- Balıkçılık sektörünün gelişmesini, yabancı ülkelerle rekabet
edebilmesini sağlamak amacıyla tatlı su balıkçılığına izin verilerek
göl, baraj ve deniz yüzeyinde balık üretim tesislerinin mütemmim cüz’ü
olan karada yapılması zorunlu yapılara yirmidokuz yıla kadar izin
verilmesi,
- Yirmidokuz yıla kadar izin verilen söz konusu bina ve tesislerin
atıl kalması veya kullanım ömrünün azalmasını engellemek amacıyla bu
sürenin sonunda her türlü bina ve tesisin eksiksiz ve bedelsiz olarak
Orman Genel Müdürlüğü tasarrufuna geçmesi ve Orman Genel Müdürlüğü
ihtiyacında kullanılabilmesi veya kiraya verilmek suretiyle
değerlendirilmesi,
hususları düzenlenmiştir.
MADDE 3- 6831 sayılı Kanunun mevcut 19 uncu maddesi, yangın görmüş
ormanlar ile gençleştirmeye aynlmış veya ağaçlandırılmış sahalarda
hiçbir surette hayvan otlatılamayacağım, dolayısıyla sahadaki fidan ve
ağaçlar biyolojik bağımsızlığını kazanıp hayvanların zarar veremeyeceği
seviyeye ulaşsa dahi otlatma yapılamayacağını hüküm altına almıştır.
Fidan ve ağaçların boyu hayvan otlatma ile zarar görmeyecek seviyeye
ulaşan orman alanlannda otlatma yapılmasının, hem kamu yararına olacağı
düşünülmekte hem de sahadaki
yanıcı madde miktarını azaltması sebebiyle yangınla mücadeleye katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
MADDE 4- Madde ile, Devlet ormanlarından elde edilen ürünlerin
satışının yanı sıra dikili satışlarda da açık artırma yönteminin esas
alınması öngörülmüştür.
MADDE 5- Katma değer yaratmak ve istihdam sağlamak suretiyle orman
köylerinin kalkındırılması amacıyla düzenlenen 6831 sayılı Kanunun 34
üncü maddesinde 25/5/2000 tarihli ve 4570 sayılı Orman Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla yapılan değişiklikle tesis şartı
kaldırılmış ve maddenin düzenlenme amacından uzaklaşılmıştır. Ayrıca söz
konusu madde uyarınca kooperatiflerden tomruk ve sanayi odunu satışı
için talep alınması, kura çekilmesi gibi prosedürler pazarlamayı
zorlaştırmakta, zaman kaybına sebep olmakta ve açık hava şartlarında
bekleyen emvalin kalite ve değer kaybına yol açmaktadır.
Piyasa taleplerine ve ormancılık tekniğine uygun, verimliliği
arttıracak ve kaynakların etkin kullanımını sağlayacak dikili ağaç
satışının yaygınlaştırılması ve mevcut uygulamadaki aksaklıkların ve
olumsuzlukların ortadan kaldırılması için 34 üncü madde ile verilen
kanuni hakların, çağın gelişen ve değişen şartlarına uygun şekilde
yeniden düzenlenmesi ihtiyacı hasıl olmuştur.
Mevcut maddede yer alan kooperatiflere %25’lik satış hakkı, Orman
Genel Müdürlüğünün dikili ağaç satış hedefine ulaşmasındaki en büyük
engeli oluşturmaktadır. Kooperatifler dikili ağaç satışlarından bir pay
alamadıkları için dikili ağaç satışına karşı çıkmakta, alıcılara üretim
noktasında engel olmaktadırlar. Dikili ağaç satışı taliplilerinin bu
konuda mağduriyetleri söz konusudur.
Madde ile, sınırları içinde Devlet ormanı bulunan köyler ile
sınırları içinde Devlet ormanı bulunan ve nüfusu 5.000’e kadar olan
kasabalarda, hane sayısının yarısından fazla çoğunluğa sahip orman
köylerini kalkındırma kooperatiflerine, kendi mülki hudutları
dahilindeki koru ormanlarından yapılan açık artırmalı dikili ağaç satış
miktarının %15’ini geçmemek üzere, satın almış oldukları açık artırmalı
dikili ağaç miktarları için yıl sonunda işletme müdürlüğünün açık
artırmalı ortalama fiyatının % 15’i üzerinden hesap edilerek bulunan
bedelin teşvik primi olarak ödenmesi öngörülmüştür. Böylece kırsal
kalkınmaya katkı sağlanması, ormanların korunması ve sürekliliği yönünde
yerel halkın katkısının arttırılması ve orman-halk ilişkilerinin olumlu
yönde gelişmesi sağlanacaktır.
Diğer taraftan idarece birim fiyat (vahidi fiyat) esasına göre
yaptırılmaya devam edilen üretim işlerinde, kesme ve taşıma işini
şartnamedeki süre ve esaslara uygun olarak yapanlara istihkak tutarları
ödenmeye devam edilecektir.
MADDE 6- Madde ile, Devlet ormanlarında orman idaresince yaptırılan
ağaçlandırma, gençleştirme, bakım, imar ve bunun gibi işler ile dikili
olarak satışa konu edilmeyen üretim işlerinde köylülerin ve orman
kooperatiflerinin önceliklerinin devam etmesi, dikili satışa konu edilen
ürünleri satın alan tüccarların serbest piyasa şartlarında üretim
işlerini dilediklerine yaptırabilmeleri öngörülmüştür. Köylülere ve
orman kooperatiflerine dikili ağaç satış gelirlerinden belli bir pay
verildiği için, bu durumda köylüler ve orman kooperatifi üyeleri hak
kaybına uğramamış olacaklardır.
MADDE 7- Hususi orman alanlarındaki yapılaşma ile ilgili mevcut
düzenlemenin bu alanların tamamının yapılaşmaya açılmasına sebep olduğu
geçmişteki uygulamalarla ortaya çıkmıştır. Bu nedenle maddenin günün
ihtiyaçlarına göre ve uygulamada tereddüde mahal vermeyecek açıklıkta
yeniden düzenlenmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Madde ile, yatay alanın yüzde altısını (%6) geçmemek üzere imar
planlamasına uygun inşaat yapılabileceğine yönelik mevcut hükmün farklı
yorumlanmasından kaynaklanan
değişik uygulamaların önüne geçilmesi ve inşaatların avan veya
kentsel tasarım projesi dikkate alınmak suretiyle Çevre ve Şehircilik
Bakanlığınca onaylanan imar planlarına göre yapılması hedeflenmiştir.
MADDE 8- Ülkemiz orman ekosisteminde var olan 10.000’in üzerindeki
bitkiden 3500’ü endemiktir. Biyolojik çeşitliliğin ağırlıklı olarak
ormanlık alanlarda olması ve bu değerlerin korunması, yaygınlaştırılması
ve sürekliliğinin sağlanması iş ve işlemleri 1956’dan bu yana orman
idaresi tarafından yürütülmektedir. Son yıllarda Orman ve Su işleri
Bakanlığının desteklemesi ve çevre bilincinin gelişmesiyle orman
florasına ait türlerin tohumluklarının özel sektör tarafından üretimi
artmıştır.
Orman bitki türlerinin üretimini yapan özel sektörün kayıt altına
alınmamış olması sebebiyle üretimi yapılan ürünler ve yetiştirme ortamı
denetlenememektedir. Bu sebeple son kullanıcıya (vatandaşlarımıza, özel
ve tüzel kişiliklere) sağlıklı ve standartlara uygun fidan verilip
verilmediği bilinememektedir.
Üreticilerin kayıt altına alınamamış olması piyasa taleplerine uygun
miktar, boy ve formda üretim planlamasının yapılmasını engellemektedir.
İhtiyaçtan fazla veya eksik üretimlerden dolayı haksız kazançlar veya
büyük maddi zararlar oluşmaktadır.
Avrupa Birliğinin “Bitkileri veya bitki ürünlerine zararlı olan
organizmaların Topluluğa girişlerine karşı ve onların Topluluk içinde
yayılımına karşı koruyucu önlemler üzerine 8 Mayıs 2000 tarihli ve
2000/29/EC sayılı Konsey Direktifı”nde, zararlı organizmanın girişinin
yetersiz inceleme veya muayeneden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu
doğrultuda müktesebata uygun daha etkili bir kontrol yapılması gayesiyle
bu düzenlemeye ihtiyaç vardır.
Madde ile, orman bitki tohumluklarının üretimi, işlenmesi, ıslahı,
ticareti ve zararlı organizmaların yayılmasının önlenmesi ile ilgili
esas ve usuller belirlenerek bu faaliyetlerde bulunanların
belgelendirilmesi, denetlenmesi, yetkilendirilmesi ve kayıt altına
alınması amaçlanmıştır.
MADDE 9- Orman Genel Müdürlüğünün yangınla mücadele yapılanması,
ormanlık alanlarda meydana gelen yangınlara göre tesis edilmiştir.
Kırsal alanlarda meydana gelen anız, tarla, bağ ve bahçe yangınları gibi
yangınlara müdahale edebilecek özel bir yapılanma bulunmamaktadır. Bu
nedenle, ihtiyaç olması halinde kırsal alan yangınlarına Orman Genel
Müdürlüğü bünyesinde bulunan araç, gereç ve teçhizat ile gerekli destek
verilerek müdahale edilmektedir. Ancak, yerleşim yerlerindeki kapalı
alan ve sanayi yangınları için farklı eğitim ve donanıma ihtiyaç olup bu
tür yangınlara uzmanlarınca müdahale edilmesi gerekmektedir. Mevcut
yangın söndürme ekiplerinin eğitimi, donanımı ve söndürme ekipmanlarının
uygun olmaması nedeniyle kapalı alan ve sanayi yangınlarında çalışma
kabiliyeti bulunmamaktadır. Madde ile, orman idaresinin kırsal alan
yangınlarına müdahale edebilmesi ve kapalı alan yangınlarına araç
desteği sağlaması amaçlanmıştır.
Ayrıca, ülke genelinde meydana gelebilecek afetlerde, arama ve
kurtarma faaliyetlerine destek vermek ve yardım çalışmalarına katılmak
amacıyla Orman Yangınlarıyla Mücadele ve Acil Kurtarma Timlerinin
(ORKUT) kurulması ve bu ekiplere gerekli olan her türlü arama ve
kurtarma eğitimlerinin verilmesi hedeflenmiştir.
Madde ile, orman yangınlarının önlenmesi ve büyümeden kontrol altına
alınması amacıyla yangın esnasında başta vali ile kaymakam olmak üzere
ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının orman idaresinin talebi
doğrultusunda her türlü destek ve kolaylığı sağlaması öngörülmüştür.
Orman yangınlarının söndürülmesinde kanuni mecburiyet olmasına
rağmen, son yıllarda civar köy ve kasabalarda yaşayan genç nüfusun
azalması sebebiyle ihtiyaç halinde yeterli mükellefin toplanarak yangın
söndürme çalışmalarına katılmasında uygulamada zorluklar yaşanmaktadır.
Aynı kuşakta yer aldığımız-Akdeniz ülkelerinde yangınla mücadele
çalışmalarında gönüllülük sistemi bulunmaktadır. Madde ile, mükelleflik
sisteminden daha çağdaş bir sistem olan gönüllülük sistemine geçilmesi
öngörülmüştür.
Ayrıca madde ile, 6831 sayılı Kanuna göre izne konu edilen enerji
nakil hatları, demiryolları, otoyollar, vahşi depolama alanları, katı
atık alan ve tesisleri, orman içinde veya bitişiğinde bulunan kamplar,
yazlık siteler, oteller, tatil köyleri gibi tesislerde çıkabilecek orman
yangınlarına karşı izin sahipleri, özel ormanlarda çıkabilecek orman
yangınlarına karşı ise sahipleri tarafından gerekli tedbirlerin alınması
kanuni bir yükümlülük haline getirilmiştir.
Diğer taraftan, orman yangınlarını önleme ve mücadele çalışmalarında
kullanılmak üzere iktisap edilen muhabere araçları için 2813 sayılı
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanunda
belirtilen ücretlerin alınmaması öngörülmüştür.
MADDE 10- Ormanlar ile ağaçlandırma, erozyon, sel, çığ kontrolü,
toprak muhafaza, rehabilitasyon ve silvikültürel çalışma yapılan
alanların korunmasının yörede yaşayan halk ve yerel yönetimlerle
işbirliği içerisinde yapılması, sürdürülebilir orman yönetimi ve
katılımcılık bakımından önem arz etmektedir. Madde ile, bu işbirliğinin
belediye başkanlıkları ile köy tüzel kişilikleri ve ihtiyar
meclislerinin müştereken kendi hudutları içinde gerçekleştirilmesi ve
koruma çalışmalarının bedeli mukabilinde yapılması öngörülmüştür.
MADDE 11- 29/6/2011 tarihli ve 645 sayılı Orman ve Su İşleri
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile
orman kaynaklarını usulsüz müdahalelere, tabii afetlere, yangınlara
karşı korumak, muhtelif zararlılar ile mücadele etmek ve ettirmek,
ormancılık karantina hizmetlerini yürütmek, orman ağaç, ağaççık ve
florasına ait bitki türlerinin tohum ve fidanlarım üretmek, ürettirmek,
aşılamak, genetik kaynakların kaydı, sertifıkasyonu, ticareti ve piyasa
denetimiyle ilgili iş ve işlemlerini yapmak veya yaptırmak, ilgili
mevzuat çerçevesinde ihracat ve ithalat işlemlerini yürütmek görevleri
Orman Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Madde ile, verilen bu görevlerin
etkin bir şekilde yürütülmesi amacıyla 6831 sayılı Kanunun 67 nci
maddesinde yapılan düzenlemeye aykırı hareket edenlere uygulanacak idari
yaptırımlar, bu yaptırımların miktarları ve kimler tarafından
uygulanacağı düzenlenmiştir.
MADDE 12- Bilindiği üzere, 6831 sayılı Kanunun 115 inci maddesi
uyarınca; Devlet ormanları üzerinde kamu yararına yapılacak her türlü
yapı ve tesis için herhangi bir şekilde irtifak hakkı tesisi Maliye
Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığının iznine bağlı olarak
yürütülmektedir.
Diğer taraftan, 6831 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde, Devlet
ormanlarına ve Devlet ormanı sayılan yerlere ait her çeşit işlerin Orman
Genel Müdürlüğünce yapılacağı ve yaptırılacağı yönünde düzenleme yer
almaktadır.
Uygulamada; Devlet ormanları üzerinde kamu yararına yapılan veya
yapılacak her türlü yapı ve tesis için verilen izinlere ilişkin olarak
Orman Genel Müdürlüğünün; 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu hükümleri
uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilen alanlardaki orman
vasıflı taşınmazlar hakkında bu Bakanlığın; 2873 sayılı Milli Parklar
Kanunu kapsamında kalan orman vasıflı taşınmazlar hakkında ise aym
Kanunla Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkili olmasına
karşılık, sadece irtifak hakkı tesisine ilişkin işlemler (tescil,
değişiklik, terkin vb.), bu taşınmazların tapuda Hazine adına kayıtlı
olması sebebiyle Maliye Bakanlığı tarafından yürütülmektedir.
Madde ile; Maliye Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü başta olmak
üzere kurumlar arasında meydana gelen yetki karmaşasının giderilerek
yapılacak işlemlerin daha hızlı ve rasyonel şekilde sonuçlandırılması
amacıyla Devlet ormanları üzerinde kamu yararına yapılan veya yapılacak
her türlü yapı ve tesis için 6831 sayılı Orman Kanunu ve diğer ilgili
mevzuatı uyarınca gerçek ve tüzel kişiler lehine tesis edilen veya
edilecek bağımsız ve sürekli üst haklan dahil irtifak haklarına ilişkin
olarak tapuda yapılacak tescil, değişiklik, terkin ve benzeri tüm
işlemler ile bu işlemlere bağlı diğer tüm işlemleri yapmaya ve
yaptırmaya Orman Genel Müdürlüğünün yetkili kılınması öngörülmüştür.
Buna karşılık, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu hükümleri uyarınca
Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilen orman vasıflı taşınmazlar
hakkında aynı Kanunla bu Bakanlığa, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu
kapsamında kalan orman vasıflı taşınmazlar hakkında da aynı Kanunla Doğa
Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne verilen yetkilerin saklı
tutulması, ancak bu taşınmazlar üzerinde tesis edilen veya edilecek
bağımsız ve sürekli üst haklan dahil irtifak haklanna ilişkin işlemlerin
Orman Genel Müdürlüğünce yapılması ve bu kapsamda kalan işlemler
sebebiyle tahsil edilecek tüm bedellerin Orman Genel Müdürlüğü özel
bütçesine gelir kaydedilmesi öngörülmüştür.
MADDE 13- Bilindiği üzere, 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde;
Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerinin ve bunlarla ilgili her
türlü yer ve binanın Devlet ormanları üzerinde bulunması veya
yapılmasında kamu yaran ve zaruret olması halinde, gerçek ve tüzel
kişilere bedeli mukabilinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin
verilebileceği, Devletçe yapılan ve/veya işletilenlerden ise bedel
alınmayacağı, ek 9 uncu maddesinde ise; gerçek veya özel hukuk tüzel
kişileri ya da vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlan hariç
olmak üzere; yükseköğretim kurumlarına eğitim ve araştırma maksatlı
tesisler yapılması için bu Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası
esaslarına göre orman sayılan alanlardan bedelli izin verilebileceği ve
aynca, izin verilen bu alan içinde izin sahibi yükseköğretim kurumuna
veya Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne yurt
yapılması maksadıyla da bedelli izin verilebileceği düzenlenmiştir.
Madde ile, özellikleri gereği kampüs şeklinde yapıldığı için büyük
alanlara kurulan ve şehirlerde istenilen büyüklükte alanlar
oluşturulamadığı için orman sayılan alanlara ihtiyaç duyan Devlet
üniversitesi niteliğindeki yükseköğretim kurumlanna; eğitim ve araştırma
tesisleri, bunlara ilişkin alt yapı tesisleri yapılmak üzere verilen
izinlerden ve aynca, izin verilen bu alan içinde izin sahibi
yükseköğretim kurumuna veya Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel
Müdürlüğüne yurt binası yapılmak üzere verilecek izinlerden sadece
ağaçlandırma ve arazi izin bedeli alınması, bu bedeller dışında orman
köylüleri kalkındırma geliri gibi başka herhangi bir bedel alınmaması ve
böylece bu yatırımların desteklenmesi hedeflenmiştir.
Diğer taraftan, orman sayılan alanlardan Karayollan Genel Müdürlüğüne
yol, otoyol, il yolu yapımı amacıyla izinler verilmektedir. Otoyolların
ulaşım kontrollü yol olması ve istenilen her noktadan giriş ve çıkış
imkanı bulunmaması nedeniyle seyahat edenlerin ihtiyaçlarını
giderebilmeleri için gerekli olan hizmet tesislerine orman sayılan
alanlardan izin verilmesi zorunluluğu doğmuştur. Madde ile, bu şekilde
yapılacak hizmet tesislerine, karayolu sınır çizgisi içinde kalmalan
koşuluyla izin verilmesi öngörülmüştür. Ancak yol güzergâhı için izin
verilen izinli alanın dışında izin verilmesi halinde orman mevzuatının
öngördüğü bedellerin tamamı alınacaktır. Aynca demiryolu, otoyol, Devlet
ve il yollan ile özellikle kamu kurumlarmm yapacaklan büyük su isale
hatlarının yapımı esnasında çıkan kazı fazlası malzemenin depolanacağı
alanlara ağaçlandırma bedeli alınarak izin verilebilmesi öngörülmüş ve
böylece kamu kaynağı kullanımının verimli hale getirilmesi
hedeflenmiştir.
MADDE 14- Madde ile, orman sayılan alanlardaki liman yatırım
izinlerinden, bu izinlere konu tesislerin üçüncü kişilere kiralanması
halinde, Orman Genel Müdürlüğü özel bütçe hesabına yatırılması gereken
kira bedelinin alınmaması öngörülmüştür.
MADDE 15- Madde ile; bozuk veya verimsiz orman alanlarında,
ağaçlandırma, imar- ihya, erozyon kontrolü ve rehabilitasyon
çalışmalannın, orman idaresi dışında köy tüzel kişilikleri ile diğer
gerçek veya tüzel kişiler tarafından da yapılabilmesi ve tapuda kişiler
adına kayıtlıyken orman sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle
tapuları iptal edilen yerlerin, öncelikle eski tapu maliklerine veya
kanuni mirasçılarına özel ağaçlandırma veya özel imar- ihya
çalışmalarına konu edilmek üzere tahsis edilerek oluşan mağduriyetin
giderilmesi hedeflenmiştir.
Ayrıca madde ile, sadece orman idaresi tarafından yapılan
ağaçlandırma, imar-ihya, erozyon kontrolü ve rehabilitasyon
çalışmalarından elde edilen odun dışı orman ürünlerinin, bu çalışmaların
bakımını gerçekleştiren köy tüzel kişiliklerine, tarımsal kalkınma
kooperatiflerine, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunuyla
kurulmuş üretici birlikleri ve birliklere ve/veya yöre halkına tarife
bedeli ile verilebilme imkanı sağlanmıştır. Bununla birlikte, tapuda
kişiler adına kayıtlıyken orman sınırlan içerisinde kaldığı gerekçesiyle
tapuları iptal edilen yerlerin, öncelikle eski tapu maliklerine veya
kanuni mirasçılarına özel ağaçlandırma veya özel imar-ihya çalışmalarına
konu edilmek üzere bedelsiz tahsis edilmesi öngörülmüştür.
MADDE 16- Madde ile, 6831 sayılı Kanunun 70 inci, 72 nci, 73 üncü ve 75 inci maddeleri yürürlükten kaldmlmıştır.
MADDE 17- 6831 sayılı Kanunun 92 nci, 93 üncü ve 94 üncü maddelerine
göre müsadere kararı kesinleşen yapı ve tesislerin infaz işlemleri
sosyal ve fiziki zorluklar gibi nedenlerle gerçekleştirilememektedir. Bu
alanlarda vatandaşlarımızın büyük bölümü yıllardan beri hayatlarını
idame ettirmektedirler. Mahalle ve köy yerleşim alanına dönüşen bu
alanlann infaz işlemleri gerçekleşse dahi tekrar orman alanına dönüşmesi
teknik olarak mümkün olmamakta ya da ciddi maliyetler gerektirmektedir.
Madde ile, bir defaya mahsus olmak üzere, orman ve vatandaş
ilişkilerinde barışın sağlanması ve bu eylemlerin bir daha yapılmaması
amacıyla, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 92 nci, 93 üncü ve
94 üncü maddelere göre müsadere kararı kesinleşen yapı ve tesislerin
Orman Genel Müdürlüğü tarafından kiraya verilebilmesi ve bunlardan
tapulu olup da tapusu iptal edilenlerin öncelikle eski tapu maliklerine
kiraya verilmesi öngörülmüştür. Düzenlemenin bir defaya mahsus olması,
bu tür suçlara teşvikin önlenmesi ve idarenin müsadere kararlarının
infazını daha rahat şekilde uygulaması amacıyla öngörülmüştür.
Ayrıca madde ile, ormanlık alanlar içerisinde tarım ve hayvancılık
amacıyla kullanılan mera, yaylak, kışlak gibi sahalardan daha verimli
faydalanılması ve yerel ekonomiye katkı sağlanması amacıyla bu alanların
kullanıcılarına kiraya verilerek değerlendirilmesi öngörülmüştür.
MADDE 18- 6831 sayılı Kanunun 77 nci maddesi, orman muhafaza
memurlannın, 6831 sayılı Kanunda tanımlanan suçların işlenmesinin
önlenmesi veya işlenen suçlarla ilgili olarak başlatılan soruşturmadaki
görevleri kapsamında kolluk görevlisi sıfatını taşıdığına
hükmetmektedir. Ayrıca bu madde hükümlerine göre kolluk görevi yapan
orman muhafaza memurlan 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu hükümlerine göre şüphelileri yakalama yetkisine sahiptir.
Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapmakta olan ve yine
ormanlann yasa dışı faaliyetlerden korunması faaliyetlerinde kolluk
görevlisi olan orman muhafaza memurlan, kolluk amiri olarak görev yapan
orman işletme şefleri denetiminde vazifelerini ifa etmektedirler. Kolluk
görevlileri ile amirleri, görevlerinin ifası sırasında ve sonrasında
birçok hasım edinmekte ve kişisel güvenlik bağlamında zorluklar
yaşamaktadırlar.
Madde ile, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler
Hakkında Kanunun ilgili maddelerinde belirtilen ve benzer görev yapan
diğer kamu görevlileri gibi, Orman ve Su
İşleri Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğünde orman muhafaza memuru
olarak çalışan personelden emekli olanların da silah taşıma ve
bulundurabilmeleri öngörülmüştür.
MADDE 19- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2006 yılı başından
itibaren 5018 sayılı Kanunun eki I sayılı cetvelde belirtilen genel
bütçeli idareler arasında yer almış, 11/10/2011 tarihli ve 662 sayılı
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 49 uncu maddesi
ile değiştirilen 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi uyarınca özel
bütçeli kamu idaresi haline gelmiştir.
30/12/2011 tarihli ve 28158 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren Maliye Bakanlığı Seri: B Sıra No: 6 sayılı Tahsilat
Genel Tebliğinde; kamu tüzel kişiliğine sahip özel bütçeli kamu idaresi
haline gelen DSİ’nin daha önce 6200 sayılı Kanunun 32 nci maddesine
istinaden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümleri uyarınca vergi daireleri tarafından takip edilen alacaklarının
DSİ teşkilatı tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve
tahsil edilmesi ve kendi bütçesine gelir kaydedilmesi gerektiği
belirtilmiştir.
6200 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde müddeti içerisinde ödenmeyen
DSİ alacakları hakkında 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı
belirtilmekle birlikte, söz konusu Kanunun uygulanmasında Maliye
Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen
yetkilerin DSİ Genel Müdürlüğünce de kullanılabileceği belirtilmemiştir.
Madde ile; 6183 sayılı Kanuna göre takip yapma yetkisi ve birimi
bulunmayan DSİ Genel Müdürlüğünün, alacaklarını 6183 sayılı Kanun
kapsamında tahsil etme imkanı bulunmaması nedeniyle, 6200 sayılı
Kanundan doğan DSİ alacaklarının takip ve tahsilinin DSİ Genel Müdürlüğü
tarafından genel hükümlere göre yapılabilmesi öngörülmüştür.
MADDE 20- Madde ile, 6200 sayılı Kanundan doğan DSİ alacaklarının
takip ve tahsilinin DSİ Genel Müdürlüğü tarafından genel hükümlere göre
yapılabilmesi öngörülmüştür.
MADDE 21- Madde ile, aynı konuda yüksek mahkemelerce farklı kararlar
verilmesinin önüne geçilmesi ve uygulamada karşılaşılan sıkıntıların
giderilmesi amacıyla, DSİ gelirlerinin vergiden müstesna olması,
görevleri dolayısıyla yapacağı işlemler yönünden her türlü vergiden,
yargı harçları dahil her türlü harç ve paydan, düzenlenecek kağıtlar
yönünden damga vergisinden, sahip olduğu bina, arsa ve araziden dolayı
bina ve arazi vergisinden, görevlerin ifası için gerekli olup ithal
edilecek, binek araçları hariç motorlu vasıtalarla, motorlu, motorsuz
makine, cihaz, araç-gereç ile bunların yedek parçalarının her türlü
vergi ve harçtan muaf olması öngörülmüştür.
MADDE 22- Madde ile, 6200 sayılı Kanuna ek 6 nci, ek 7 inci ve ek 8 inci maddeler eklenmiştir.
Ek 6 nci madde ile; yatırım programında yer alan ve Maden İşleri
Genel Müdürlüğüne bildirilen DSİ projeleri içerisinde kalan yerlerde,
3213 sayılı Kanun uyarınca maden arama ve/veya işletme ruhsatı
verilmeden önce DSİ’nin uygun görüşünün alınması ve imar planlarının
hazırlanmasında taşkına maruz alanlar için öncelikle taşkın haritaları
yapılarak, taşkın koruma alanlarının yapılaşmaya açılmaması hüküm altına
alınmıştır.
Ek 7 nci madde ile; su kaynaklarının ve yapılarının korunması
amacıyla yasak fiiller sayılarak bu fiilleri yapanların diğer kanunlara
göre daha ağır bir ceza ile cezalandırılmadıkları takdirde, bu madde
hükümlerine göre cezalandırılması öngörülmüştür.
Ek 8 inci madde ile; 13/2/2013 tarihli ve 28558 sayılı Resmî Gazetede
yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 27/9/2012 tarihli ve E:2012/6,
K:2012/l31 sayılı kararıyla; 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı mülga
Elektrik Piyasası Kanununun geçici 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına,
13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 204 üncü maddesi ile eklenen
(f) bendinin veya gerektiğinde yetkilendirilecek denetim şirketlerine
yaptırılması sağlanır. Denetim şirketleri ile ilgili uygulamaya ilişkin
usul ve esaslar, ilgili bakanlıkların görüşü alınmak kaydıyla DSİ
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” bölümünün Anayasaya
aykırı olduğuna” hükmedilerek iptal edilmesi nedeniyle, Anayasa
Mahkemesinin mezkur gerekçeli kararında belirtilen hususlar da dikkate
alınarak, su yapılarının denetlenmesine dair hükümler detaylı olarak
düzenlenmiştir. Ayrıca madde ile, masrafları ilgililerine (yatırımcı
gerçek ve tüzel kişilere) ait olmak üzere, DSİ Genel Müdürlüğünce su
yapıları yetkili denetim firmasının izin belgesi ile yetkilendirilmiş
denetim şirketlerinden müşavirlik hizmet alımı suretiyle
gerçekleştirilecek denetleme görev ve yetkisinin uygulanmasına ilişkin
yaptırımlar da detaylı olarak düzenlenmiştir.
MADDE 23- Madde ile, 6200 sayılı Kanundan doğan DSİ alacaklarının
takip ve tahsilinin DSİ Genel Müdürlüğü tarafından genel hükümlere göre
yapılabilmesini öngören
31 inci ve 32 nci maddelerdeki değişikliklerin, bu değişikliklerin
yürürlüğe girmesinden sonra başlatılacak takiplere uygulanması
öngörülmüştür.
MADDE 24- Ülkemizin çok mühim bir kısmı, başta deprem olmak üzere
tabii afetlerin riski altındadır. Buna rağmen, mevcut yapıların büyük
bir kısmının muhtemel afetlere karşı dayanıklı olmadıkları ve orta
şiddetteki bir depremde bile ağır derecede hasar görüp yıkıldıkları,
bundan dolayı sosyo-ekonomik problemlerin yaşandığı ve Devletin
beklenmedik bir anda büyük mali külfetler ile karşı karşıya kaldığı
bilinmektedir. Bazı yerleşim merkezlerinin jeolojik durumu ve zemin
özellikleri nedeniyle buralarda iskan tehlikeler arz etmekte, afet riski
altında bulunan bu yerleşim merkezlerindeki iskanın bir an önce yeniden
düzenlenmesi ve hatta bunların bulundukları yerlerde ve civarındaki
uygun yerlere nakledilmesi gerekmektedir.
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak
Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, afet tehlikesine maruz
kalmış veya kalması muhtemel bölgelerin tespit edilip afete maruz bölge
olarak ilan edilmesini öngörmekte ve böylece afete maruz bölge ilan
edilen yerlerdeki meskenlerin ve işyerlerinin afet tehlikesinden masun
yerlere nakledilmesi, bahsedilen Kanundaki usul ve esaslara göre
yürütülmektedir. Bu kapsamdaki yerleşim yerleri için Anayasanın 170 inci
maddesinde “…bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir
yarar görülmeyen…” ifadesi kullanılmaktadır.
Günümüzde, yerleşim yerlerinin veya herhangi bir arazi parçasının
deprem ve diğer afetlere maruz kalabileceği ilmi ve teknik araştırmalar
ile önceden tespit edilebilmektedir. Bu çerçevede, madde ile; afet riski
altındaki maruz alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların
bulunduğu arsa ve arazilerde fen ve sanat norm ve standartlarına uygun,
sağlıklı ve güvenli yaşama çevreleri teşkil etmek üzere, genel hayatı
etkileyen doğal afet riski altındaki yerlerde kalan kamu kurum ve
kuruluştan ile afet riski altındaki yerlerde yaşayanlann iskanlarını
temin, iyileştirme, tasfiye ve yenileme amacıyla ve zorunluluk halinde;
bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir fayda
görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan orman
alanlarının da kullanılması öngörülmüştür.
MADDE 25- Madde ile, yeraltı sularının sınırlı oluşu ve bu sulann,
yer ve zaman olarak ülke düzeyinde eşit dağılmaması sebebiyle yeraltı
sularının yönetiminin, kullanım planlamasının iyi şekilde yapılması,
yeraltı sulanmn tahsisi, kullanımı ve denetimi
hususlarındaki çok başlılığa son verilerek yeraltı suyu tahsisinin
tek elden, DSİ tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Ayrıca madde
ile, yeraltı sularının kullanılan metreküp miktarı üzerinden
ücretlendirilmesi esası kabul edilerek bu ücretlerin Bakanlar Kurulu
tarafından kararlaştırılması ve bu suların kullanma amacı ile ekonomik,
sosyal ve mahalli şartlar gözönüne alınarak Bakanlar Kurulu tarafından
farklı ücretlendirmeler yapılabilmesi öngörülmüştür.
Yeraltı suyu ücretinin tespit edilmesinde; yeraltı suyunun miktarı,
kullanım amacı, mahalli hususiyetler, Devlet tarafından bölgeye tanınan
ayrıcalıklar ve diğer unsurlar gözönüne alınarak DSİ Genel Müdürlüğü
tarafından birden çok ücret tarifesi tespit edilecek ve her bir bölge
için tespit edilecek yeraltı suyu ücretleri Bakanlar Kurulu tarafından
kararlaştırılacaktır. 167 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasında belirtilen yeraltı ve kaynak sularının, öncelikle DSİ Genel
Müdürlüğünün yeraltı suyunun tahsisini yapması kaydıyla il özel
idareleri tarafından kiraya verilebileceği, ancak kiraya verme
işlemlerinde diğer unsurların yanı sıra, kiralama işleminin yapılacağı
bölgeye ilişkin olarak Bakanlar Kurulunca, belirlenen yeraltı suyunun
metreküp bedelinin de dikkate alınması gerektiği düzenlenmiştir. İl özel
idareleri tarafından kiraya verilenler dışında kalan yeraltı ve kaynak
suyuna ilişkin ücretlerin, DSİ tarafından genel hükümlere göre takip ve
tahsil edileceği açık olarak düzenlenmiştir.
Yeraltı suyu ve kaynak sularımn, il özel idareleri tarafından, DSİ
Genel Müdürlüğünün yeraltı suyunu tahsis etmesi ve yeraltı suyu kullanma
belgesi verilmiş olması kaydıyla kiraya verilebileceği ve bedelinin
yine bu idare tarafından alınarak 167 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
üçüncü fıkrası çerçevesinde paylaşılmaya devam edileceğine ilişkin
düzenleme muhafaza edilmiş, ancak bunun dışında kalan yeraltı sularının
tahsis edilmesinden veya kiraya verilmesinden alınacak ücretlerin DSİ
Genel Müdürlüğü özel bütçesine gelir olarak kaydedileceği öngörülmüştür.
Diğer taraftan, 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun geçici 12
nci maddesi hükümleri saklı olup 3/6/2007 tarihli ve 5686 sayılı
Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu kapsamındaki su
kaynakları da bu maddenin uygulama alanı dışındadır.
MADDE 26- DSİ tarafından inşa edilmekte olan eneıji, içme suyu ve
sulama amaçlı büyük baraj göl alanlarında vatandaşlar tarafından sırf
kamulaştırma bedelleri alabilmek için hiçbir amaca hizmet etmeyen yeni
evler ve sabit tesisler (sera, meyvelik, sulama tesisleri ve saire)
yapılmaktadır. Kötü niyetle yapılan bu sabit tesisler kısa süre sonra
sular altında kalacağı için ülke kaynaklarının israf edilmesine,
idarenin haksız yere yüksek bedelle kamulaştırma yapmasına ve yatırım
bedellerinin yükselerek Hâzinenin kaynak kaybına sebep olmaktadır.
Bu kapsamda DSİ tarafından inşa edilen; Alpaslan I Barajı, Ilısu
Barajı, Ermenek Barajı, Süreyyabey Barajı ve Gördes Barajı göl
alanlarında kamulaştırma bedellerine yakın bedel almak için baraj
inşaatına başlanıldıktan sonra kötü niyetle evler yapılmıştır. Bu
evlerin kamulaştırma bedelleri projenin rantabilitesini olumsuz yönde
etkilemekte ve projenin ekonomiye kazandırılması yıllar almaktadır.
Sadece Muş Alpaslan I Barajı göl alanında kötü niyetle yapılmış yaklaşık
400 ev tespit edilmiş, Süreyyabey Barajı göl alanında 40-50 adet büyük
besi çiftliği, Ermenek Barajı göl alamnda birçok yerde sulama boruları
döşenmiş, Gördes Barajı göl alamnda birçok bina yapılmıştır.
Baraj rezervuarlarında kamulaştırma işlemleri yıllar sürmekte ve kötü
niyetli insanlar tarafından, sırf kamulaştırma bedelini almak için ağaç
dikilmekte, bağ ve bahçe tesis edilmekte ve bina yapılmaktadır.
Kamulaştırmayı yapan idarenin bir yaptırımı olmaması sebebiyle Hazine
haksız yere yüklü miktarda kamulaştırma bedeli ödemek zorunda
kalmaktadır.
Madde ile, söz konusu menfi durumların önüne geçmek amacıyla baraj,
sulama şebekeleri ve boru hatları, karayolu, liman ve havaalam,
demiryolu gibi gelecek yıllara sari büyük projelerde kamu yararı
kararının ilan edilerek tebliğ edilmesini müteakip kamulaştırtacak
taşınmazların üzerinde sabit tesis yapılması yasağı getirilmesi
öngörülmüştür.
MADDE 27- Yerleşim yerleri içerisinden geçen dere yataklarının;
yapılaşmayla kesitinin daraltılması, tekniğe uygunsuz köprü ve menfez
yapımı, sanayi ve evsel atıkların dökülmesi, kanalizasyon şebekesinin
geçirilmesi, üzerinin kapatılması, kaçak kum ve çakıl alma faaliyetleri,
membadaki rusubatın mansaba geçişinin sağlanamaması gibi çeşitli
sebeplerle son yıllarda aşın taşkınlar meydana gelmektedir.
Yaşanan bu taşkınlarda birçok can ve mal kaybı meydana gelmiştir.
1989-2009 yılları arasında 369 taşkın meydana gelmiş, 501.428 hektar
alan zarar görmüş, 448 vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve bu taşkınlarda
3.000.000.000 TL’lik zarar oluşmuştur.
Dere güzergahlarındaki taşkın sahalarında birçok kaçak ruhsatsız
yapının olduğu, bunların kaldırılmasının problem yarattığı
bilinmektedir. Bu yapıların kamulaştrılarak kaldırılması kısa zamanda
mümkün olamamaktadır. Özellikle 2009 yılında İstanbul, Giresun, Edime,
Tekirdağ, Artvin, Şanlıurfa gibi birçok ilde taşkın güzergahlarında
yukarıda sayılan sebeplerden dolayı yapılan müdahaleler sonucu taşkınlar
meydana gelmiştir.
Madde ile, yukarıda açıklanan olumsuzlukların önüne geçilmesi
amaçlanmıştır. Bu kapsamda yapılacak olan taşkın koruma ıslahı
güzergahlarının inşaatı, muhtemel taşkınlarda tüm yöre halkının can ve
mal güvenliğini sağlayacak, taşkınla mücadele kapsamında birçok ilde,
taşkın inşaatlarının yapımına öncelik ve hız verilecektir. Yerleşim
yerlerindeki güzergahların terk edilmesi halinde idarelere çok büyük
maddi külfet getiren kamulaştırma maliyeti de sıfırlanmış olacaktır. Bu
nedenlerle taşkın koruma ıslahı güzergahlarının düzenleme ortaklık payı
(DOP) kesintisi içerisinden karşılanarak, 1/5.000 nazım imar planı ve
1/1.000 ölçekli imar uygulama planlarında bu alanların aynlması
hedeflenmiştir.
MADDE 28-. Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında ormanlann
korunması, orman muhafaza memurlarından oluşan 1751 adet toplu koruma
ekibi, 115 bölüm koruma ve 23 hassas alan koruma ekibi olmak üzere
toplam 1889 adet ekip tarafından yürütülmektedir. Koruma ekiplerinde
standart kadro olarak 7.707 adet orman muhafaza memuru çalışması
gerekirken, 5.836 orman muhafaza memuru görev yapmaktadır.
Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde istihdam edilen orman muhafaza
memurlan, çok zor arazi şartlarında görevlerini yerine getirmektedirler.
Bu nedenle madde ile, ilk defa açıktan atanacak muhafaza memurlarının
merkezi sınavın haricinde, mesleki şartlara uyum sağlayıp
sağlayamayacağının tespit edilebilmesi amacıyla ayrıca sözlü ve
uygulamalı sınava tabi tutulması öngörülmüştür.
Ayrıca madde ile, asgari on yıllık kıdeme sahip ve Orman Genel
Müdürlüğünce belirlenen nitelikleri haiz orman muhafaza memurlarının,
ekip başı olarak Baş Orman Muhafaza Memuru sıfatıyla görevlendirilmesi
imkanı getirilmiştir.
MADDE 29- Orman kadastrosu orman idaresince, mülkiyet/tesis
kadastrosu ise tapu ve kadastro idaresince yürütülmektedir. Bu durum,
tesis kadastrosu yapılmış olan köy veya mahalle birimlerinde orman
kadastrosu yapılmamışsa veya tersi durumlarda problemler yaşanmasına
neden olmaktadır.
Madde ile, tesis kadastrosu tamamlanmış ancak orman kadastrosu
tamamlanmamış birimlerde kadastro ekibine orman ve ziraat
mühendislerinin iştiraki ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce
kadastrosunun yapılarak orman kadastrosunun bir an önce bitirilmesi
amaçlanmıştır. Ayrıca, yapılacak orman kadastrosu çalışmalarının bir
an önce tamamlanması için fenni işlerin ihale yoluyla da
yapılabilmesinin önü açılmıştır.
MADDE 30- Madde ile, ihtiyaç duyulması halinde uygulama imar plam
kararı ile kıyılarımızda ibadethane yapımına izin verilmesi
amaçlanmıştır.
MADDE 31- DSİ’nin hidroelektrik enerji üreten baraj ve santralleri
yapmaya devam etmesinde kamu yararı görüldüğünden, madde ile, DSİ’nin bu
kapsamdaki hizmetlerini sürdürülebilmesi öngörülmüştür.
MADDE 32- Vakıflar Kanununun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (f)
bendinde, 11 inci madde uyarınca iki defa idari para cezası alan vakıf
yöneticilerinin görevden alınmasını öngören düzenleme bulunmaktadır. 11
inci maddede ise istenen beyanname, bilgi ve belgeleri zamanında
vermeyen, organların vakfiye veya vakıf senedine aykırı olarak
toplanmasına sebebiyet veren ve gerçeğe aykırı beyanda bulunan vakıf
yönetimine idari para cezası verilmesi hükme bağlanmıştır. Beyanname,
bilgi ve belgeleri verme yükümlülüğü çoğu kez kasıtlı olmamakla beraber
vakıf yöneticileri veya görevlendirdikleri personel tarafından ya hiç ya
da zamanında yerine getirilememektedir. Bu nedenle çok sayıda vakıf
yöneticisi birden fazla para cezası almıştır. Görevden alma davası
açılması gönüllülük esasıyla özveriyle vakıf yöneticiliği yapan kişileri
ve vakıf kurumunu yıpratmaktadır. Bu amaçla iki defa idari para cezası
alan vakıf yöneticilerinin görevden alınmasını öngören düzenleme
yürürlükten kaldırılmaktadır.
MADDE 33- Eski eser vakıf kültür varlıklarının değer tespiti mümkün
olmadığından sigorta şirketleri sigorta yapmamaktadır. Bu durum, Kanunun
sigorta yapmaya ilişkin hükmünün uygulanamaması sonucunu doğurmaktadır.
Bu nedenle vakıf kültür varlıklarının sigorta işlemlerinde bedel
tespitine ait kriterlerin kanunda yer alması amacıyla bu düzenleme
yapılmıştır.
MADDE 34- Bilindiği üzere vakıf, Türk Medeni Kanununun 101 inci
maddesine göre gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları
belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip
mal topluluklarıdır. Geçmişimizde çok önemli bir müessese olan vakıflar
günümüzde de bir hayır kurumu olarak aynı işlevini sürdürmektedir. Bir
sivil inisiyatif olan vakıfların tamamen kişilerin kendi malvarlıklarını
tahsis edilerek kurulmaları, Dünyada ve Türkiye’de sivil toplum
kuruluşlarına bakış açısındaki gelişmeler ve değişmeler birlikte
değerlendirildiğinde, 1/1/1990 tarihinden Kanunun yayımı tarihine kadar
yargı kararları gereği kapatılarak malları Vakıflar Genel Müdürlüğüne
intikal eden vakıfların kurucularına aym ad ve amaçla vakıf kurma ve
dağıtılan vakıfların mallarının bu vakfa intikalini sağlamak üzere
Avrupa İnsan Haklan Mahkemesinde devam eden bu konulardaki davalar da
dikkate alınarak düzenleme yapılmıştır.
MADDE 35- Madde ile, 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV)
sayılı cetvellerde sayılan kurum ve kuruluşlarda çalışanlardan
durumları, 658 sayılı Türkiye Su Enstitüsünün Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede sayılan nitelik ve şartlara uygun
olanların, kendilerinin isteği ve kurumlarının muvafakati ile Türkiye Su
Enstitüsünde sözleşmeli olarak istihdam edilebilmeleri, bu şekilde
görevlendirilen personelin kurumundan aylıksız izinli sayılmaları ve
asıl kadrosuyla ilgilerinin devam etmesi, bu hükme göre
görevlendirilenlerin, görevde kaldıkları sürece, mali ve sosyal
haklarını Enstitüden almaları, kamu kurum ve kuruluşlarında asli kadrosu
itibarıyla makam tazminatı ödenmesi gereken görevlerde bulunmakta iken
bu fıkra çerçevesinde Enstitüde Başkan, Başkan
Yardımcısı, Koordinatör, Danışman, Hukuk Müşaviri, Uzman, destek
personeli ve teknisyen olarak sözleşmeli istihdam edilmeye başlayan ve
5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında bulunanların, bu
görevlerde geçen sürelerinin makam tazminatı veya buna bağlı olarak
temsil veya görev tazminatı ödenmesi gereken süre olarak
değerlendirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarından Enstitüde istihdam
edilen kamu görevlilerinin görevleri sona erdiğinde kurumlarında
mükteseplerine uygun bir göreve atanmaları ve bunların Enstitüde geçen
hizmet sürelerinin kazanılmış hak aylıklarının tespitinde dikkate
alınması amacı ile düzenleme yapılmıştır.
Ayrıca Enstitüde ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenecek eğitim
programlarında ücret karşılığı ders vermek üzere görevlendirilenlere,
ders ücreti verilebilmesi öngörülmüştür.
MADDE 36- Madde ile, Türkiye Su Enstitüsünün danışmanlık,
sekreterlik, arşiv, idari, mali ve personele ilişkin işlemlerini
yürütecek personel ihtiyacının karşılanması öngörülmüştür.
MADDE 37- Madde ile, 6200 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun arasında uyum sağlanması amaçlanmıştır.
MADDE 38- Yürürlük maddesidir.
MADDE 39- Yürütme maddesidir.